Bu kitap, modern devletler şeklinde organize olmuş müslüman toplumların, Avrupa'nın çağdaş milliyetçilik ideolojisini adapte etmeleri sırasında ortaya çıkan teorik problemleri ve gerçekhayatta, -politik bir ideoloji olarak- İslam ile yabancı bir kavram olan ülkesel (sınırsal) ulus devlet arasındaki doktrinel uyuşmazlıktan doğan problemleri irdelemektedir. Bu uyuşmazlıklar, İslam dünyasındaki bazı devletlerin durumu dikkate alınarak açıklanmaya çalışılmış ve gücün organizasyonu olarak devletin, İslam tarihi boyunca süregelen en dayanıklı ve en süratli kurum olmakla birlikte ulus devletin meşruiyetine daima karşı çıkıldığı; tüm inananları, yani bütün bir ümmeti içine alacak, belli bir sınır gözetmeyen bir inanışın benimsendiği kabul edilmiştir.