Vahiyle geliyordu hayat. Vahiyle gelen ne ise ona uyuyordu müminler. Tüm eylemlerinde ise Resulü örnek almaları isteniyordu müminlerden...
Arka Kapak Yazısı
Her toplum ve her şahıs tarafından uygulanabilecek ve örnek alınabilecek bir özelliğe sahipti, Allah Rasulü´nün hayatı. Bütün safhaları, insanlar için takip edilmesi istenilen bir hayat tarzıydı onun hayatı. Üstün ahlakın, güzel adetlerin, asil ve mutedil duyguların ve insanlığı şehvet batağına düşmekten kurtaran üstün meziyetlerin hakim olduğu bir hayattı onun hayatı. Çünkü o gelmeden önce cahil bir milletti insanlar. Cafer b. Ebi Talip´in, Necaşi karşısında söylediği gibi, putlara tapar, leş yer, ahlaksızlığın her türlüsünü işler, komşualrına fenalık etmekten çekinmezlerdi. Haksızlığın her türlüsünü reva görüp öz kardeşlerine, ezerlerdi kuvvetli olanlar zayıf olanları. İşte tam bu sırada çıktı içlerinden biri. O, onları Müslümanlığa davet etti. Putperestlikten vazgeçmeyi talim edip, kan dökmekten sakınmayı tavsiye etti. Doğruluğu gösterdi. Onları namaza, niyaza, oruca, zekata davet etti. Dosdoğru yolda olabilmeleri için Allah, Peygamberi aracılığı ile her şeyi açıklıyordu, iman edip samimi olduğunu ispat eden her Müslüman´a.
Vahiyle geliyordu hayat. Vahiyle gelen ne ise ona uyuyordu müminler. Tüm eylemlerinde ise Rasulü örnek almaları isteniyordu.müminlerden. Çünkü, "Gerçek şu ki, Allah´ı ve Ahiret Günü´nü (korku ve umutla bekleyen) ve O´nu her daim anan kimseler için Allah´ın Elçisi güzel bir örnek teşkil eder." diyordu Allah. Her şeyden önce, hakikaten çok büyük bir ahlaki temizlik, dürüstlük örneğidir peygamberin kendi hayatı.